Elmalılı Meali:
17:56 - De ki: "Allah'tan başka, ilâh olduğunu sandığınız şeyleri çağırın, size yardım etsinler. Onlar, ne sizden sıkıntıyı kaldırabilirler, ne de değiştirebilirler.
Elmalılı Meali:
17:57 - Onların yalvardıkları da, Rablerine daha yakın olmak için vesile ararlar. Ve O'nun merhametini umarlar, azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı korkunçtur.

Arif Pamuk Meali :
17:56 - Rasulüm! De ki: “Allah'ı bırakıp da ilah olduğunu ileri sürdüklerinize yalvarın. Ne var ki onlar, sizin sıkıntınızı ne uzaklaştırabilir, ne de değiştirebilirler.”
Arif Pamuk Meali :
17:57 - Taptıkları putlar, Rablerine daha yakın olmak için vesile ararlar. O'nun rahmetini umar, azabından korkarlar. Zira Rabbinin azabı korkmaya değerdir.

Diyanet İşleri Meali:
17:56 - De ki: "Allah'tan başka tanrı olduğunu sandıklarınızı çağırın; sizin bir sıkıntınızı gidermeye ve onu değiştirmeye güçleri yetmez."
Diyanet İşleri Meali:
17:57 - Taptıkları putlar Rablerine daha yakın olmak için vesile ararlar. O'nun rahmetini umar, azabından korkarlar. Zira Rabbinin azabı korkmağa değer.

Diyanet Vakfı Meali:
17:56 - (Resûlüm!) De ki: "Allah'ı bırakıp da (ilâh olduğunu) ileri sürdüklerinize yalvarın. Ne var ki onlar, sizin sıkıntınızı ne uzaklaştırabilir, ne de değiştirebilirler."
Diyanet Vakfı Meali:
17:57 - Onların yalvardıkları bu varlıklar Rablerine -hangisi daha yakın olacak diye- vesile ararlar; O'nun rahmetini umarlar ve azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı, sakınılacak bir azaptır.

Suat Yıldırım Meali:
17:56 – De ki: “İbadetlerde Allah’ın ortakları olduklarını yalan yere iddia ettiğiniz tanrılarınızı çağırın çağırabildiğiniz kadar!Onlar ne sizin sıkıntınızı giderebilir, ne de onu başka yere çevirebilirler!” {KM, İşaya 41,23-24}
Suat Yıldırım Meali:
17:57 – Onların tanrılaştırıp yalvardıkları kimseler, “Ne yaparsam O’na daha yakın olabilirim?” diye Rab’lerine vesile ararlar.O’nun rahmetini arar, azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı gerçekten korkunçtur.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
17:56- De ki: Allah'tan başka mabut sandıklarınızı çağırın, onlar, sizden ne bir zararı defedebilirler, ne onu çevirmeye güçleri yeter.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
17:57 - Onların taptıkları, öyle varlıklar ki bizzat kendileri de hangisi daha yakın acaba diye Rablerine ulaşmak için bir vesile arayıp durmadalar, onun rahmetini ummadalar ve azâbından korkmadalar. Şüphe yok ki Rabbinin azâbı, çekinip kaçınmaya değer bir azaptır.

Muhammed Esed Meali:
17:56 DE Kİ:(Dip Not:65) “O'nunla beraber [tanrısal güçlere sahip olduğunu] zannettiğiniz [varlıkları] (Dip Not:66) çağırın bakalım; sizden bir darlığı gidermeye ya da onu [başka bir yere] yansıtmaya (Dip Not:67) güçlerinin olmadığını [göreceksiniz”].
Dip Not 65: Zımnen, “Allah'la birlikte başka tanrısal güçlerin de var olduğuna/var olabileceğine inanan kimselere”.
Dip Not 66: Sonraki ifadelerin de gösterdiği gibi bu ifade, azîzlere, velîlere ve meleklere tapınmayı îma ediyor.
Dip Not 67: Yani, bu darlığı kendi üzerlerine almaya: Bu açıkça Hristiyanların “vekaleten kefaret” inancına bir atıftır.
Muhammed Esed Meali:
17:57 - Aslında, onların bu yalvarıp yakardıkları [ve böylece azizleştirdikleri, tanrılaştırdıkları şahsiyetlerin] kendileri -içlerinden O'na en yakın olanları [bile]-(Dip Not 68) Rablerinin yakınlığını kazanmaya çalışırlar(dı); hem de, O'-nun rahmetini umup azabından korkarak: çünkü onun azabı gerçekten sakınılması gereken bir şeydir!
Dip Not 68: Yani, peygamberlerin de, meleklerin de en büyükleri.